Yaratıcılığım...

Yaratıcılığım...

Yaratıcılığımı düşlerken ki karalamamı, ardından “Yaratıcılığım…” ile başlayıp tamamen serbest akan bir yazı pratiğini ve onun üzerinden devam etmiş bir oyunsu yaratım sürecini görüyorsunuz. 

Böyle plansız, böyle akışkan yaratımlarla vardığım manzaraya bakarken büyüleniyorum ve kendime, yaşamdaki yerime olan inancım, güvenim besleniyor. Akşam Kadınlar Şifadır Mabet’te Ruha sadakat yolculuğunu dinlerken, kendi yolumdan, birlikte yürüdüğümüz yoldan bir parça, bir hikaye gibi önümde belirdi, ruha sadık bu yaratım.

Önceki haftalarda yaratıcı yazı pratiğinde yazdıklarım ise şöyle; 

Yaratıcılığım kendiliğinden akan bir nehir gibi, öyle temiz, öyle berrak bir su. Ben ise onun ayna gibi berraklığında kendimi görmeye korkuyorum. O hep akıyor ve akıntısı beni içine alıyor, beraber akıyoruz…O zaman korkmuyorum, kendimi ona teslim ediyorum. 

Belki birkaç dakika boyunca, durmadan, düşünmeden, kurgulamadan, akışta yazar ve sonrasında çıkanları buradan paylaşırsınız. Sizden gelecekleri yorumlarda okumak isterim.

Yaratıcılığım… diye başla